Yaşananlar dürüstlük abidesi olmamızın sonucu mu ?

6 Şubat 2023 tarihinde aslında bir çoğumuz uyurken yakalandı 10 il depreme. Binlerce bina yıkıldı, resmi kayıtlara göre 50 bine yakın insanımız hayatını kaybetti belki de bir o kadar da enkaz altında cenazemiz var ve yüzbinlerce insan yaralandı.

Milyonları etkileyen bir depremde iller boşaldı ve olası bir göç dalgası başladı. İlk birkaç gün siyaset yapmayalım birlik olalım diyen siyasetçiler olumsuzlukları gördükçe eleştiriye, hükümet yetkilileri ise işin üzerine daha da düşmeye başladı en son çadır bulamıyoruz diyenler haysiyetsiz de oldu, namussuz da…

Bunlar yaşanabilecek belki de önümüzdeki günlerde unutulacak şeyler olabilir çünkü örnekleri var. Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Devlet Bahçeli neler neler demişlerdi de Hükümet hakkında şimdi toz kondurmuyorlar. Olabilir!

Biz burada bunları değil de şunu düşünmek gerekir aslında. Baktığımız zaman herkes bir dürüstlük abidesi, herkes işini en iyi bilen, hatta ben olsaydım diye başlayan cümleler canımızı acıtmıyor da değil. Hepimiz konuştuğumuz kadar dürüstsek, bu işlerin en iyisini biz veya etrafımızda ben olsam diyenler biliyorsa bu binaların altında canlarımız neden yok oldu. Diyelim ki hükümet suçlu peki ya muhalefet. Muhalefetin görevi gördükleri eksikleri kanuni yollarla düzeltmek, denetlemek değil mi? Bölgedeki muhalefet belediyelerin, yapı denetim firmalarının çalışmalarına dair hiç mi bir çalışma yapmadı? Buralar nasıl imara açıldı, neden imara açıldı, bu binalara nasıl oldu da iskân izni verildi, sağlam olmayan bir yapıya iskan izni almak bu kadar mı kolay , bu inşaatları denetleyen kim, inşaat gözle görülür şekilde yönetmelik ve kanunlara uygun mu bunu da bir STK kuruluşumuz olan odalara soralım en azından bilgi alalım denilmedi mi? Deprem bölgelerinde ki muhalefet ne kadar sıklıkla bilim insanları ile bir araya geliyor da brifing alıyor, bilgi ediniyor? Aslına bakacak olursak hiç. Gemisini kurtaran kaptan. Yapılacak ilk seçimlerde bir fazla oy alalım da iktidara geldikten sonra hataları düzeltiriz! Öyle mi?

Değil efendim. Bu kadar ölümün ardından yıllardır alınmayan dersimizi şimdi hemen bugün almamız gerekiyor.  Gerekirse yeni verilen izinler yeniden değerlendirilsin, Jeologlar, harita mühendisleri zeminleri yeniden incelesin, hazır beton şirketleri sık sık bağımsız kuruluşlar tarafından denetlensin, yapı denetim firmaları bünyesinde inceleyebilecekleri kadar inşaat için personel alımı yapsın, personel yapılacak inşaatlarda göz açtırmasın. Olumsuzluklarda sadece müteahhit, denetim firmaları değil o inşaatta çalışan ustalarda sorumlu olsun. Yapı stoğunun yenilenmesi için aslında birinci kural olan 18. Madde uygulaması iktidarla muhalefetin kayıkçı kavgasına dönmesin uygulamalar bir an önce yapılsın yeni, sağlam yapı stokları oluşsun. Belki bu yanlış yapmış olan insanların da yanlışından dönmesine bir vesile olur.

Ben bir gazeteci olarak bu kadarını düşündüm, yetkililer daha iyisini düşünsün devlet yönetim aklını ortaya koysun alkışlayalım.